Gökdere Köyü Nereye Bağlı? Mekânın İnsan Psikolojisindeki Derin Bağı
Bir psikolog olarak insan davranışlarını anlamaya çalışırken sıkça sorduğum sorulardan biri şudur: Bir yerin adı, bir insanın ruh hâlini ne kadar yansıtır? “Gökdere” gibi şiirsel bir yer ismiyle karşılaştığımda, önce haritaya değil, zihinsel bir coğrafyaya bakarım. Çünkü her köy, sadece idari bir bağlılıkla değil, duygusal ve bilişsel köklerle de tanımlanır.
Coğrafi Gerçeklik: Gökdere Köyü’nün Bağlı Olduğu Yer
Türkiye’de “Gökdere” adıyla anılan birden fazla köy vardır. Bunlardan en bilinenlerinden biri Bursa’nın Osmangazi ilçesine bağlıdır. Bir diğeri ise Isparta’nın Aksu ilçesi sınırlarında yer alır. Bazı bölgelerde, özellikle Karadeniz ve Doğu Anadolu’da da benzer isimli köylere rastlanır. Bu isimlerin ortak noktası, genellikle su kaynaklarının bolluğu, göğe açık vadiler ve doğanın sakin ritmidir.
Ancak “Gökdere Köyü nereye bağlı?” sorusu, yalnızca bir yerleşim sorusu değildir; aynı zamanda “İnsan nerelidir?”, “Kendini nereye ait hisseder?” gibi daha derin psikolojik katmanlara uzanır.
Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Haritanın Zihinsel Temsili
Bilişsel psikoloji, insanların mekânı nasıl algıladıklarını ve zihinlerinde nasıl temsil ettiklerini inceler. Her insanın bir bilişsel haritası vardır. Bu harita, yalnızca yolları değil, hatıraları, duyguları ve kimlik unsurlarını da içerir.
Gökdere Köyü gibi bir yer, zihnimizde “doğal, sakin, suyla iç içe” bir imge yaratır. Bu imge, bireyin kendi iç dünyasındaki huzur arayışıyla örtüşür. Yani bir yerin adı bile kişide duygusal çağrışımlar yaratabilir. “Gök” sözcüğüyle gökyüzü, özgürlük ve sonsuzluk; “dere” ile akış, süreklilik ve doğallık hissi birleşir. İnsan zihni, bu kelimeler arasında köprüler kurarak aidiyet duygusunu bilişsel düzeyde inşa eder.
Duygusal Boyut: Aidiyet ve Kimlik Duygusu
Her insanın kökenine dair sorduğu soruların merkezinde bir duygusal ihtiyaç vardır: aidiyet. “Gökdere köyü nereye bağlı?” diye soran biri, çoğu zaman sadece idari sınırları değil, duygusal bağlarını da arar.
Köyler, modern psikolojide bir tür “köken kimliği” olarak ele alınabilir. İnsanlar doğdukları yeri ya da atalarının yaşadığı mekânları anarken, bu yerler onların benlik anlatısının bir parçasına dönüşür. Gökdere gibi doğal semboller taşıyan bir köy, kişinin iç dünyasında “saf, doğaya yakın, gerçek” olana bir özlem uyandırabilir.
Bu duygu, şehirleşmeyle birlikte artan kimlik karmaşasının da bir yansımasıdır. Modern birey, geçmişine ait bu sessiz köşeleri hatırlayarak kendi kimliğini yeniden bütünlemeye çalışır.
Sosyal Psikoloji Perspektifi: Topluluk ve Ait Olma İhtiyacı
Sosyal psikolojiye göre, bireyler içinde yaşadıkları topluluklarla anlam bulur. Gökdere Köyü’nün toplumsal yapısı, insanlar arası bağın sıcaklığını, yardımlaşma kültürünü ve “biz” duygusunu yaşatır.
Bir köyün idari bağlılığı —örneğin Bursa’nın Osmangazi’sine veya Isparta’nın Aksu’suna— onun sosyal kimliğini de belirler. Ancak bu bağlılık sadece yönetimsel değildir; ortak hikâyeler, bayram kutlamaları, taziye gelenekleri ve imece kültürüyle pekişen bir duygusal birliktelik vardır.
İnsanın psikolojik olarak “nereye bağlı” olduğu sorusu da tam burada devreye girer. Bir birey, doğduğu yere değil; kendini değerli, anlaşılmış ve desteklenmiş hissettiği yere bağlıdır. Gökdere, bu anlamda bir köyden fazlasıdır: bir toplumsal aidiyet sembolü.
Kolektif Bellek: Mekânın Ruhunu Taşımak
Her yerleşim birimi, kolektif belleğin taşıyıcısıdır. Gökdere Köyü’nün nehirleri, yolları, camisi, meydanı, çocuk sesleriyle yankılanan sokakları —bunların hepsi toplumsal hafızayı şekillendirir. İnsan bu hafızadan koparsa, kimliğinin bir kısmını da kaybeder. Bu yüzden köy, sadece coğrafi bir nokta değil, duygusal bir koordinat sistemidir.
Sonuç: “Gökdere Köyü nereye bağlı?” sorusunun psikolojik yanıtı
Evet, coğrafi olarak Gökdere Köyü Bursa’nın Osmangazi ilçesine veya Isparta’nın Aksu’suna bağlı olabilir. Ancak psikolojik açıdan her “Gökdere”, insanın iç dünyasında bir bağlılık ihtiyacını temsil eder.
Bir psikolog gözüyle bakıldığında, bu soru aslında şunu da gizlice sorar: “Ben nereye aitim?”
İnsanın kendi iç Gökdere’sini bulması, köklerini anlamasıyla mümkündür. Çünkü bizler, yalnızca bir köye değil; anılarımıza, duygularımıza ve geçmişimizle kurduğumuz sessiz köprüye bağlıyız.