Kürede Daire Var mı?
Bazen bir soruya takılırsınız ya, onu sürekli kafanızda çevirip durursunuz. “Kürede daire var mı?” sorusu işte tam olarak böyle bir soru. Ama bu yazıda, aslında size bir soru değil, bir düşünceyi anlatmak istiyorum. Belki de bu yazı, Kayseri’nin soğuk sokaklarında, akşam rüzgarının yüzümü okşadığı bir anın izlerini taşıyor. Belki de bir sabah, yıllardır anlamadığınız bir soruya verdiğiniz cevaplarla yeniden doğmuşsunuz gibi hissedeceksiniz. Gelin, size anlatmak istediğimi doğru kelimelerle ifade edeyim.
O Anı Hatırlıyorum: Kayseri’nin Kış Soğuğu
Kış, Kayseri’de bir başka. Herkes içeri çekilirken, ben yine dışarıdaydım. Düşüncelerimle, şehirle ve soğukla yalnızdım. O gün yürürken, kafamda dönüp duruyordu: “Kürede daire var mı?” Hiç düşündünüz mü? Yani, bir küre düşünün. Yuvarlak, düzgün, simetrik. Şimdi içine bir daire koymaya çalışın. O daire, küreye sığar mı? Herkes böyle şeyler düşünmez tabii ama bazen beynim bana böyle sorular soruyor. Sanırım, yaşadığım her anı anlamaya çalışma çabamla bir ilgisi var.
O an, Kayseri’nin o tipik kış rüzgarı bir anda yüzümü dövüyor ve gözlerim bulanıklaşıyor. O kadar derin düşüncelerle doluyum ki, her şey bu soru etrafında dönmeye başlıyor. Adımlarımın sesini, kuş cıvıltılarını, her şeyi sadece “küre” ve “daire” etrafında duyuyorum. Zihnimde sanki evrenin sırlarını çözmeye çalışan bir çocuk gibi hissediyorum.
Heyecanla Sorduğum Soru
Günlüklerimde hep düşündüklerimi yazardım. Kimseye anlatmadığım, bazen sesli düşünmediğim şeyler. O gün de öyle oldu. “Kürede daire var mı?” diye yazdım bir köşeye. Hani bazen kendinize büyük bir soruyu sorar, sonra cevabını bulamamanın getirdiği boşlukta kaybolursunuz ya, işte o anın hissiyatını yaşadım. Ama dedim ki, “Hadi bir çözüm bulalım.”
Kayseri’deki kafelerde, şehrin o soğuk havası ve sıcak çayıyla hayallere daldığınızda bazen, insanın aklında canlanan sorular başka bir boyuta taşır. Bu soruya verdiğim cevabı düşündüm: Kürede daire olamazdı. Çünkü daire, düz bir şekildi. Küre ise yuvarlaktı. Daire, düz bir çizgide var olurken, küre üç boyutlu bir varlık olarak sonsuz bir şekildi. Yani bir daire, bir kürenin içinde var olamazdı. Ama bu düşünce beni biraz hüsrana uğrattı. Ya da belki sadece içsel bir huzursuzluk hissettim. Hayatta her şeyin anlamı, belli bir düzene sahip olmalıydı, değil mi? Yani ya küre daireyi kabul ederdi, ya da daire küreyi. Ama bir şeyler eksikti… Sanki bütün bir düşünce yapım çöküyordu.
Hayal Kırıklığı ve Umut
Kürede daire var mı sorusu, düşündüğümden çok daha derin bir şey çağrıştırmaya başladı. Hayat, bazen anlaşılmaz bir küre gibi, her şey yuvarlak, sürekli dönüp duran bir alan gibi. Ama içimdeki daire, düz olan bir şey arıyordu. Çözüm bulamamıştım, ama içimde bir umut vardı. Umut, hayatta her şeyin düzene gireceğini, her şeyin bir arada çalışacağını düşündüğüm bir şeydi. Bu soru belki de hayatımın içinde kendime verdiğim cevapsız bir soruydu, ama o cevapsızlık bana yeni sorular doğuruyordu.
Bir gün, bu soruya verdiğim yanıt belki de beklediğim gibi olmayacak ama bir şeye odaklanacağım: Küre ile dairenin arasındaki bağlantıyı, evrende birbirine zıt gibi görünen her şeyin bir şekilde bir araya gelmesini. İnsanlar, yaşadıkları soruları, kaybolan umutları ve kırılan kalpleriyle birleştirirler. Belki de tüm bunlar sadece birer ilüzyon, birer büyük düşünce hatasıydı. Ancak kaybolduğunda bulduğun her şey, seni biraz daha olgunlaştırıyor.
Sormak İstediğim Son Bir Şey
Sonra şunu düşündüm: Kürede daire var mı, yok mu, önemli değil. Hayatta, her şeyin bir biçimi vardır, ama her biçim farklıdır. Daire ve küre arasındaki farkı görmek, aslında tüm dünya ile, insanlarla, olaylarla ilgili daha büyük bir farkındalığı anlamakla ilgilidir. Belki de her şey, bir sorunun cevabında değil, o soruyu sorma şeklimizde gizlidir.
Kayseri’de bir sabah, yeniden o rüzgâr yüzümü okşadığında, kafamda bir şey netleşti: Kürede daire yoktu, ama bu soruyu kendime sormak bana gerçek bir anlam katıyordu. Ve belki de bu sorular, yalnızca birer “hayal kırıklığı” değil, birer umut, birer keşifti. Bir gün, doğru cevabı bulacağım… belki de, o cevabı bulduğumda her şeyin sonu değil, yeni bir başlangıç olacak.
Çünkü hayatta, bazen cevapsız kalan sorular da önemli oluyormuş.