Eskiden Kullandığımız Eşyalar Nelerdir?
Ah, eskiden kullandığımız eşyalar! O zamanlar teknoloji henüz “büyü” gibiydi. Yani şimdi düşündüğümde, hayatımıza giren yenilikleri nasıl fark etmediğimizi sorguluyorum. Ama eskiden, her şey biraz daha “fiziksel”di. Telefonun kablosu vardı, televizyonun uzaktan kumandası yoktu ve sabahları gözümüzü açar açmaz, telefonun tuşlarına bastığımızda “dönem”in müziği çalmaya başlardı. Hatırlıyor musunuz, o eski eşyaları? O zamanlar gerçekten de hayat biraz daha eğlenceliydi. Bunu yazarken, ‘Yok, ya? Benim çocukluğum mu?’ diye düşündüm, ama sonra… ‘Evet, aynen öyle’ dedim.
1. Çamaşır Telinden Yapılan Telefonlar
Evet, tam doğru okudunuz. Bizim zamanımızda, telefonun kablosuz olması bir hayaldi. Ama daha önce bir şey vardı: Çamaşır telinden yapılmış telefonlar! Bunu anlatınca insanlar “Hadi canım, olur mu öyle şey?” diyorlar, ama işin içinde biraz yaratıcılık var. Sizin de böyle arka sokaklarda, mahalle arasında kurduğunuz çamaşır telleriyle iletişim sisteminiz vardı mı? Evet, genellikle ses net olmuyordu, zaten konuşmak da çok zordu. Ama bir şekilde insanlar birbirine mesaj gönderebilirdi. Bir bakıyorsunuz, komşudan biri camdan başını uzatıp “Ne haber?” diyor. Ah, eski dostlar!
2. Televizyonun “Kanal Ayarı” Sorunu
Şimdi televizyonlarımız akıllı, her şey dokunmatik. Ama eskiden, televizyonun arkasına yavaşça yanaşır, kumandanın ‘Açık Kanal’ düğmesine basmaya çalışırdık. Çünkü o zamanlar televizyonun “kanal ayarı” diye bir problemi vardı. Hadi, bir kanal bulup da o “baloncuklu” sinyalden kurtulmak! Bir de o kanal değiştirirken yaşadığımız o korku… ‘Acaba şimdi bozulur mu?’. Her şey 90 derece ayarlandıktan sonra, kanal değiştirdiğimizde ekranın yeşil bir hal alması. Kimileri düşünür “Ya bu ne lan?” derdi. Neyse ki, televizyonun sesi açılana kadar ekranı kırmızı görmeye alışmıştık. Hatta bir keresinde televizyonu kanallar arasında değiştirirken annem “Bir dakika, bırak da bakıyım!” dedi, bir bakmışım, kanallar arasında komik bir ‘drama’ varmış. Ne yapalım, eskiden böyleydik!
3. Döneminin En “Akıllı” Telefonu: Kablolu Telefonlar
O eski telefonlar vardı ya, herkesin evinde. Hani, sabahları elinize alıp, arkada bir ses duydum diye düşünürsünüz. Ama o zamanlar hayatımıza “anlatılacak” tek haber buydu: ‘Birisini arıyorsun, hattı bulamıyorsun, sonra telekom ofisinin telefonlarına bakıyorsun!’ İşin komik tarafı, o telefonlar hep “uzun” oluyordu. Bir bakıyorsunuz, “Aaa bu telefon niye 4 metre uzun?” deyip, sonunda yere düşüren birisi çıktı. ‘Ya o kadar mı? Ah, benim zamanımda herkes cebinden telefon alabiliyordu!’ Diye, bugün bunun ne kadar fazla olduğunu düşünebilirsiniz. Ama telefon işte!
4. Kayıp Kasetler ve CD’ler
Evet, telefonun “sosyal medya uygulamaları”na karşı olan çılgınlık arttıkça, eski kasetler ve CD’ler değişmeye başladı. Bir zamanlar müzik CD’si almak, başka şansını kazandığında eski eşyanız oldu. ‘Sana çok hoşlanır,’ dedik! Bu kasetler doğrudan eski arka sesler arasında bir çalınma gibi… Orda! 2 farklı yaş ü zesinde dost adın ama az renkli iş ya!